Kan Kanserleri (L?semiler)
TAM OLARAK B?L?NMEYEN B?R NEDENLE
AKYUVARLARIN AN? VE DENETLENEMEZ B?c?MDE ÜREMES?YLE ORTAYA cIKAN B?R GRUP
HASTALIK GENEL OLARAK KAN KANSER? (L?SEM?) OLARAK ADLANDIRILIR.
L?semi terimi beyaz kan, yani
akyuvarlar acisindan zengin kan anlamina gelir. Kanda akyuvar sayisinin
artmasiyla seyreden l?semiler, kan kanserlerinin yalnizca bir b?lumunu
olusturur. Bu nedenle gunumuzde kan dolasiminda olgunlasmamis ve tipik
olmayan akyuvarlarin sayica cok ya da az olmasina g?re “l?semik kan kanseri???
ve “al?semik kan kanseri??? ayirimi yapilmaktadir.
Kan kanserleri cesitli akyuvar
hucrelerinin uretildigi dokulari etkileyen bir tum?r hastaligidir. Dolasimdaki
kani etkiledigi gibi, sonuclari cevre kaninda belirgin bicimde g?rulmeyebilir.
Hastaliktan etkilenen hucreler (granulositler, lenfositler, retikulohistiyositler
ve plazma hucreleri) denetimden cikarak bagimsiz hareket etmeye baslar
ve kan hucrelerinin uretildigi organlara, ayrica baska organ ve dokulara
yerlesip yapisal yikima neden olurlar.
NEDENLER?
Butun tum?rler gibi kan kanserlerinin
de nedenleri acikliga kavusmamistir. Ama arastirmalar, kan kanserine neden
olan ya da hazirlayan etkenler hakkinda ?nemli veriler saglamistir. Bunlara
“l?komojen fakt?rler???, yani kan kanserini hazirlayici etkenler adi verilir.
Bazi etkenlerin (?rnegin iyonlastirici isinin [radyasyon]) hastaliga neden
oldugu kesinlikle bilinmekle birlikte, bazilari henuz kanitlanmamistir.
- IRK, YAS
VE C?NS?YETE BAĞLI ETKENLER
Yirmi d?rt ulkede yapilan bir arastirmaya
g?re kan kanserinden ?lum orani 100.000 de 6 dir. Ama hastaligin g?rulme
sikligi toplumlara g?re degisir; beyazlarda, Afrika ve Uzakdogu k?kenlilere
g?re iki kat daha sik rastlanir. Kronik lenfositer l?semi Japonlar’da ve
cinlilerde hic g?rulmezken, Yahudiler’de son derece yaygindir. Bunun nedeni
tam olarak bilinmemekle birlikte irk, kalitim ve cevre etkenlerininrolu
tartisilmaktadir.
Hastaligin g?rulme sikligi ile yas
arasindaki baginti cok degiskendir; Yasamin ilk on yilinda artan g?rulme
sikligi, 3-5 yaslarinda en yuksek orandadir. Hastalik 50 yas sonrasi yeniden
siklasir ve 70-75 yaslarinda sikligi ikinci kez doruga ulasir.
Yas ile hastaligin degisik tipleri
arasinda da bir baginti vardir. cocuklarda akkut lenfositer l?semiye sik
rastlanirken, akut miyeloit tip ender g?rulur. cocukluk d?neminde hastaligin
kronik bicimleri hemen hemen hic g?rulmez. Orta yaslarda akut ve kronik
tipler yaklasik olarak esit orandadir, yaslilarda ise kronik lenfositer
l?semi ve akut miyeloit l?semi orani belirgin bicimde artar. Ama butun
l?semi turleri icinde, k?tu gidisli akut tipler, ?tekilerden daha sik g?rulmektedir.
Ayrica hastalik, kadinlara g?re erkeklerde
daha yaygindir.
Kan kanserinde kalitsal etkenlerin
?nemi konusunda tartismali g?rusler vardir.
- ?YONLASTIRICI
ISINIM
?yonlastirici isinimin hazirlayici
etkisi, insan ve hayvanlar uzerinde deneylerle kanitlanmistir. ?nsanlarda
isinima bagli olarak gelisen kan kanseri olgulari uzun sureden beri bilinir.
Hirosima ve Nagazaki’ye atilan atom bombalarindan sonra sag kalan insanlar
uzerinde yapilan arastirmalarda, isinimin kan kanseri sikligini ?nemli
?lcude artirdigi, ayrica isinim miktari ile kan kanseri arasinda dogru
orantili bir iliski oldugu acikca kanitlanmistir. Kan kanserinin radyoloji
uzmani hekimlerde baska insanlara oranladaha sik g?ruldugu de bilinen bir
gercektir.
- KAN KANSER?N?
HAZIRLAYAN BASKA DIS ETKENLER
Uzun sure benzol etkisinde calisan
kisilerdeki akut miyeloit l?semi sikligi, benzolun hastalik nedeni oldugu
yolunda en kucuk bir kusku birakmamaktadir. Baska maddelerle ilaclarin
b?yle bir rol oynayip oynamadigi konusunda ise kesin bir bilgi yoktur.
Akut ve kronik olmak uzere iki tip
kan kanseri vardir. Bu bicimlerde etkilenen hucrenin tipine g?re miyeloit
ve lenfositer olarak kendi icinde ikiye ayrilir. Hucre tipine g?re yapilan
bu siniflandirmada, ?zellikle hastaligin akut bicimlerinde daha ender olarak
?teki hucre tipleri de etkilenebilir. B?ylece akut eozinofiler kan kanseri,
bazofiler kan kanseri ve kloroma tablolari ortaya cikar. Burada akut ve
kronik terimlerinin hastaligin klinik tablosu ile degil, kan ?zellikleri
ile ilgili oldugunu vurgulamak gerekir.
AKUT KAN
KANSERLER?
Akut kan kanserlerinde baslangic
belirtileri cok cesitli oldugundan, hastalik tablosunu tanimlamak oldukca
guctur. Yine de hastaligin bulgu ve belirtilerinin cogu, kandaki degisikliklerden
ve akut kan kanserinin yayilici ?zelliginden kaynaklanir.
Olgularin yarisindan cogunda
ilk belirti kanama egilimindeki artistir. Sik g?rulem ilk belirtiler arasinda
deri ve mukozalardaki purpuralar (morumsu kirmizi kucuk kanama odaklari)
ile diseti ve burun kanamalari sayilabilir. Kanama herhangi bir organda
da g?rulebilir. ?rnegin g?zun ag tabakasi, disler, beyin, beyin-omurilik
zari (meninks), b?brek ve idrar kesesi, sindirim organlari ve akciger zarinda
da kanamalara rastlanabilir.
Agir bir seyir izleyen ates,
baslangicta olgularin ucte birinde g?rulurken, akut kan kanserlerinde her
olguda g?zlenir.
Tipik bir belirti de agiz ve
yutakta kanamali ve doku ?lumune bagli (nekrotik) degisimlerdir. Dil ve
dudaklar kuruyup catlar; disetlerinde sisme, kanama ve yer yer doku ?lumu
(nekroz) g?rulur, ic yanak mukozasi ve damakta topluigne basi buyuklugunde
kanama odaklari ile ici kan dolu keseciklere rastlanir, buyuyen bademcikler
kanamali, morumsu, gri beyaz bir zarla kaplidir. Hastaligin ileri evrelerinde
her olguda g?rulen kansizlik, baslangicta belli olmayabilir, ama ilerleyici
niteligi ile zamanla halsizlik, bas d?nmesi, kalp atislarinda hizlanma
ve yorgunlukla gelen nefes darligi yaratir.
Hastaligin baslangicinda ya
da daha cok gidisi sirasinda kanserli hucreler tum dokulara yayilarak degisik
?lculerde yikima yol acabilirler. En cok su sonuclar g?rulur: ?zellikle
cocuklarda yer yer ?steoliz (b?lgesel kemik erimesi), osteoporoz (kemik
dokusunun yogunlugunun azalmasi) ya da iskelet sisteminde periost (kemik
dis zari) tepkimesi, etkilenen b?lgeye g?re degisik yerel felclerle ortaya
cikan sinir sistemi belirtileri, akut ya da daha cok belirtisiz baslayan
beyin-omurilik zari tahrisine bagli l?semi menenjiti. Akut kan kanserinin
klinik belirtileri arasinda son olarak dalak, lenf dugumu ve karaciger
buyumesi dikkati ceker. Dalak buyumesi genellikle ?n planda degildir. Hatta
olgularin %40 inda hic g?rulmez. Ayni bicimde karaciger buyumesi de belirgin
degildir ve olgularin ?nemli bir b?lumunde g?rulmeyebilir. ?te yandan lenf
dugumu buyumesi cocukluk cagi akut lenfositer l?semilerinde bas, boyun
yanlari ve g?gus b?lgelerinde cok yaygindir.
Bunlardan da anlasilacagi gibi
akut kan kanserlerinin cok cesitli klinik belirtileri vardir. Bu belirtilerin
en azindan hastaligin baslangicinda tek tek ya da birkacinin bir arada
g?rulebilecegi dikkate alinirsa, akut kan kanserinin kolayca baska hastaliklarla
(enfeksiyon, romatizma hastaliklari vs.) karistirilabilecegi ve yanlis
tani koyma olasiliginin yuksek oldugu anlasilir. Akut kan kanserleri cok
hafif ve degisken belirtilerle ortaya ciksa da, kan tahlili yapilmasini
gerektiren bir ya da daha cok belirti mutlaka bulunur. B?ylece taniya yaklasilir
ya da en azindan kan kanseri kuskusu saglam bir temel uzerine oturtulur.
?NCELEMELER
KAN VE KEM?K
?L?Ğ? ?NCELEMES?
Kan kanseri tanisi ve hucre tipini
belirlemek acisindan kacinilmaz olarak en ?nemli inceleme kan ve kemik
iligi incelemesidir. Gunumuzde kan kanseri siniflandirmasinda cevre kanin
incelenmesi yeterli g?rulmemektedir. cevre kani normale yakin olabilir
ya da belirsiz degisiklikler g?sterebilir. O yuzden kemik iligi ve lenf
dugumu incelemeleri de gerektirebilir. B?ylece kan kanserinin hucre tipi
ve hucrelerin olgunluk dereceleri belirlenebilir.
Hucre bicimine g?re cesitli akut
kan kanseri tipleri ayirt edilebilir. Bu siniflandirma klinik acidan olanaksiz
g?runurse de, cesitli tiplerin hucre bicimine g?re ayni tedaviye farkli
yanitlar vermesiyle dogrulanmaktadir.
Akut kan kanserlerinde en ?nemli bulgu
kan ve kemik iligindeki olagandisi hucrelerdir. Buna karsin akyuvarlar
ya da kemik iligi hucrelerinde her zaman sayisal degisiklik g?rulmeyebilir.
Kanserli hucrelerde cogunlukla auer
cisimcikleri denen olusumlar bulunur. Bu cisimciklerin g?rulmesi akut kan
kanseri tanisini kesinlestirdigi gibi, kanserin miyeloit tipte oldugunu
da belirtir.
G?D?S?
Kan kanserlerinde hastaligin
gidisi ve sonlanmasi akut ve kronik bicimleri ile miyeloit ve lenfositer
tipler arasinda buyuk degisiklik g?sterir. Ama kan bulgulari hastanin yasi,
hastaligin evresi ve uygulanan tedavigibi cesitli etkenlere g?re, ayni
hucre tipindeki kan kanserlerinde de gidis ve buna bagli olarak sonlanma
cesitlilik g?sterebilir. Kana iliskin ve kan disi etkenlerin iyi bilinmesinin
yaninda dikkatli bir degerlendirme, oldukca sik yapilan iki hatayi ?nleyebilir.
Bunlardan ilki ve belki da en
sik g?ruleni hastaligin kan kanseri olmasi nedeni ile daha basindan sonucun
k?tu olacagini kabul etmek, ikincisi ise tam tersine hicbir iyilesme
sansi bulunmayan olgularda asiri beklentilerle hastalari ileri uzmanlik
merkezlerinde uzun ve biktirici arastirmalarla oyalamaktir. Agir gidisli
ve k?tu sonlanan akut kan kanserlerinde, hastaligin gelisiminin ?nceden
belirlenmesine ve gercekci bir degerlendirmeye yardimci olacak bazi temel
verileri incelemek gerekir.
Herseyden ?nce akut lenfositer
l?semi ve akut miyeloit l?semi arasinda hastaligin gidisi acisindan temelde
buyuk bir fark oldugu bilinmelidir. Akut lenfositer l?semilerde tam iyilesme
yuzdesi, miyeloit l?semilere g?re belirgin ?lcude yuksektir. Ayni bicimde
iyilesme d?nemi ve beklenen yasam suresi de akut lenfositer l?semilerde
daha uzundur.
?zellikle cocuklardaki ALL de
ilac tedavisi neredeyse %100 tam iyilesme saglamaktadir. Genis capli bir
arastirmada tanidan 5 yil sonra bile yasayan hastalar bildirilmistir. Bunlarin
% 60 inda hicbir hastalik belirtisi g?rulmemistir.
TEDAV?
Duyarli ve guc bir konu olan kan
kanseri tedavisi, kullanima sunulan ilaclarin cogalmasi ve uygulama alanindaki
cesitlilik nedeni ile daha da karmasiklasmistir. Ama kronik bicimler disinda
kaderci bir tutumla hastaligin kabullenildigi gecmis d?nemlere g?re durum
cok farklidir. Hastaligin ilerleyisi uzun sure denetim altinda tutulabilmekte
ve buyuk bir oranda kesin olarak yenilebilmektedir.
- F?Z?KSEL
TEDAV?
1903 den beri uygulanan ve uzun sure
tek tedavi y?ntemi olan iyonlastirici isinim degisik bicimleri ile kan
kanseri tedavisindeki en ?nemli fiziksel y?ntemdir.
- ?LAc TEDAV?S?
(KEMOTERAP?)
?lac tedavisi gunumuzde kan kanseri
tedavilerinin temelini olusturur. Degisik bicimlerde etki g?steren bir
cok ilac birlikte kullanilmaktadir. Birden cok ilacin birarada kullanilmasi
ile daha cok sayida kanserli hucreyi yok etme egilimi, gunumuzde en yaygin
tedavi anlayisidir.
- HORMON
TEDAV?S?
Kortikosteroid grubu ilaclarin kan
kanseri tedavisinde ?nemli bir yeri vardir. Hormon k?kenli bu ilaclarin
olumlu etkileri iki bicimde g?rulur. Kan kanseri hucrelerine ?zel bicimde
etki ederek kan yapimini uyarici, kilcal damarlar duzeyinde de kanamayi
ve zehirlenmeyi ?nleyici etki g?sterirler.
KRON?K KAN
KANSERLER?
Degisik hucre tipli akut kan
kanserlerinin tersine kronik kan kanserinde lenfositer ve miyeloid bicimler
cok degisik klinik belirtilere yol acar. Miyeloid bicimde asiri dalak buyumesi
belirgindir. Lenfositer bicimde ise butun vucuttaki derin ve yuzeysel lenf
dugumlerinde ayni anda belirgin bir sisme g?zlenir.
KRON?K M?YELO?D
L?SEM? (KML)
Kronik miyeloid l?semi bir
eriskin hastaligidir en cok 30-60 yas arasinda g?rulur. 25 yas altinda
cok enderdir ve cocuklarda kesinlikle ayriksi bir durumdur. Ayrica kadinlarda
erkeklerden daha sik rastlanan tek kan kanseri bicimidir.
Butun kan kanserleri arasinda
en belirtisiz baslayan turdur. Siradan kan tahlili ya da chek-up sirasinda
rastlantiyla saptanan olgularda hastaligin klinik belirtilerinin, kan tablosu
degisikliklerinden 2-3 yil sonra ortaya ciktigi belirlenmistir.
Hastaligin en temel bulgusu
belirgin ve kimi zaman asiri boyutlara ulasabilen dalak buyumesidir. Dalak
buyumesi g?rulmeyen olgularda KML tanisi cok kuskuludur.
En erken ve sik ortaya cikan
belirtiler, karin ve sindirim sistemiyle ilgili olarak dalak buyumesinin
yol actigi yakinmalardir. (sindirim guclugu, karinda gerginlik ve dolgunluk
duygusu, kimi zaman karnin sol yaninda agirlik duygusu ve agri). Sistemik
(genel) ya da karin ve sindirim sistemine iliskin belirtiler daha gec ortaya
cikar. Bunlarla birlikte g?rulen ?teki belirtiler kansizliktan kaynaklanan
yakinmalar (halsizlik, carpinti, nefes darligi, bas d?nmesi vb). Ya da
metabolizmanin hizlanmasina bagli bulgulardir. (?rnegin kilo yitimiyle
birlikte genel durumun bozulmasi). KML de kanda ure artisi da sik g?rulur.
Bunun sonucunda b?breklerde olusan urik asit taslari, agri n?betlerine
yol acar.
Kan tablosu
KML de kan ve kemik iligindeki
en belirgin ?zellik genel dolasimda granulosit dizisinden olgunlasmamis
hucrelerin g?rulmesidir. Bu hucrelerde belirgin bicimde olagandisilik bulunur.
Kemik iliginde ise ilik hucreleri belirgin ?lcude artmistir. Akyuvar sayisinda
da ?nemli bir artis vardir. Ama bu cesitli olgularda hatta ayni olguda
buyuk farklilik (15.000-500.000 mm3 arasinda) g?sterir. Akyuvar sayisinin
normal ya da normalin altinda olmasioldukca enderdir; akyuvar sayisindaki
artis hastaligin neredeyse degismez bir bulgusudur. Sayilari mutlak olarak
artan akyuvarlar, miyelosit ve metamiyelositlerin cogunlukta oldugu n?trofil
granuloblastlar ve granulositlerden olusur. KML de g?rulen bu akyuvarlar
normal bicimlerini bir ?lcude yitirmis, anormal yapida hucrelerdir. Kemik
iliginde bicimsel anormallik g?steren granuloblastlar arasinda genellikle
miyelositler agirliktadir. Ama genel dolasim kanin oldugu gibi kemik iliginde
de bu hucrelerin butun olusum evrelerinin g?rulmesi nedeni ile, akut kan
kanserlerinin ?nemli bir ?zelligi olan “l?semihiatusu???na rastlanmaz. Granuloblast
artisi butun hastalik d?nemi boyunca degismeyen bir bulgudur. ?te yandan
hastaligin baslangicina ait tipik bir bulgu olan megakaryosit artisi, hastalik
boyunca azalma g?stererek ileri evrelerde normalin altina iner. Eritroblast
serisindeki bozukluk ise hastaligin baslangicinda g?rulmeyip, ileri evrelerde
ciddi boyutlara varir.
Kemik iligindeki bu degisikliklerle
birlikte dolasim kaninda da trombosit sayisinda giderek azalma ve agir
kansizlik gelisir.
Hastalik tedavi edilmediginde
kronik bir gidis g?sterir: Tum gelisim evrelerinde akyuvar sayisinda artis
ile ortaya cikan alevlenme d?nemlerini, kendiliginden iyilesme d?nemleri
izler. Ortalama yasam suresi uc yildir. Ama %25 oraninda 5-10 yil yasayan
olgular da bildirilmistir. Dalakta ilerleyici bir buyume vardir. Kansizlik
giderek agirlasi ve genel durum zafiyete varacak ?lcude bozulur. ?leri
asamalarda kanama ve enfeksiyonlar da gelisebilir.
Olgularin cogunda son evrede
“akut blastik kriz??? adi verilen tablo gelisir. cogunlukla ani bicimde,
bazen de yavas yavas ortaya cikan ve ?nlenemeyen bu durum, akut kan kanserlerinin
klinik ve kan belirtilerini andirir.
Gunumuzde tedavi y?ntemleri
ile hastalarin cogunda normal yasam kosullari, calisma etkinligi ve klinik
kan tablosunda iyilesme saglanabilmektedir.
Akut kan kanserlerinde oldugu
gibi KML de de gidisin ?nceden kestirilebilmesi icin bazi ?zelliklerin
bilinmesi gerekir. Tani asamasinda alyuvar sayisinda normal ya da en azindan
3.000.000 mm3 ten yuksek, trombosit sayisi normal ve akyuvar sayisi belirgin
?lcude artmis (50.000/mm3’ten yuksek) hastalar genellikle daha uzun yasar.
Buna karsin kansizligin hizli gelismesi, olgunlasmamis hucre ve bazofil
sayisinin artmasi, dalak buyumesinin giderek ilerlemesi, lenf dugulerinin
buyuyup yuzeysel lenf bezlerinin sismesi, isin ve ilac tedavisine direnc
gelismesi, k?tu gidise isaret eden bulgulardir.
KML tedavisi dalagin isinlanmasi
ve/ya da ilac tedavisinden olusur. Ayakta uygulanabilmesi ve daha ekonomik
olmasi nedeni ile ilac tedavisi gunumuzde daha yaygindir. Kan kanserinin
yarattigi sorunlardan biri de masraflarin yuksekligidir.
KRON?K LENFOS?TER
L?SEM? (KLL)
Kronik lenfositer l?semi, ?teki
butun kan kanseri tiplerinden cok farkli klinik belirtiler g?sterir. Hastalik
cok yavas gidislidir ve uzun sure hicbir belirtisi g?rulmez. Hastalar genellikle
baska nedenlerle yitirilir. Bu hastaligi ?teki kan kanserlerinden ayiran
?zellik, kanserli lenfositlerin normal lenfositlerden ayirt edilememesidir.
G?rulme sikligi yasla birlikte artan KLL cocuklarda hic g?rulmez ya da
ayriksi bir durumdur. 40 yasin altinda ise cok enderdir.
Klinik tablo
KLL nin baslica klinik belirtileri,
lenf dugumlerinde buyume, dalak buyumesi, genel durumun ve kan tablosunun
giderek bozulmasi ve enfeksiyon biciminde komplikasyonlardir.
Derin ve/ya da yuzeysel lenf
dugumleri genellikle iki yanli olarak ve bir mandalinanin boyutunu asmayacak
?lcude buyumustur; hararetli ve agrisizdir. Fistullesme g?stermez. Dalak
buyumesi KML deki kadar belirgin olmasa da hemen hemen her zaman g?rulur.
Uzun sure iyi olan kan tablosu,
hastaligin ileri evrelerinde giderek bozulur. Kanda antikor ve n?trofillerin
azalmasi sonucunda ?zellikle solunum ve idrar yollari enfeksiyonlari gelisir.
Sik gelisen bu komplikasyonlar, hastalarin ?lumune yol acan baslica nedenlerdendir
Kan tablosu
KLL de kan ve kemik iliginin
baslica ?zellikleri, kanda lenfosit agirlikli bir akyuvar artisi ve kemik
iliginde az cok belirgin lenfositler artisidir.
Genellikle 100.000/mm3 i asmayan
bir akyuvar artisi ?n plandadir. Ama akyuvar sayisinin normal ya da normalin
altinda oldugu olgular da bilinmektedir.
Yine de lenfosit sayisinin
artarak dolasimdaki akyuvarlarin %90-99 unu olusturmasi tipik bir bulgudur.
Bu duruma akyuvar sayisi normal ve saglikli g?runen kisilerde rastlanmasi
son derece anlamlidir. Lenfositlerin buyuk cogunlugu olgunlasmamistir ve
bicim bakimindan normal lenfositlerden cok farkli degillerdir.
KLL de lenfositler g?runuste
normal bicimde olmalarina karsin, islevsel acidan normal lenfositlerden
farklidir.
Kemik iliginde lenfosit egemenligi
belirgin denebilecek ?lcudedir. Hastalik ilerledikce lenfositler giderek
cogalir ve normal kemik iligi dokusuna tumuyle yerleserek buradaki saglam
dokunun azalmasina neden olur. Bununla birlikte kansizlik ile genel dolasimda
granulosit ve trombosit azalmasi g?rulur.
Alevlenme ve gerileme d?nemleri ile
kronik bir gidis g?steren KLL, olgularin cogunda cok yavas ilerler. Hastaligin
tani ?ncesinde bazen hic belirti vermeden uzun zaman varligini surdurmesi
ve 10-20 ya da 25 yil yasayan hastalar bilinmesi, KLL nin sanildigindan
daha yavas gelistigini dusundurmektedir. Yine de hastaligin cok degisik
bir gidis g?sterdigi unutulmamalidir. Sik rastlanan ve orta siddette seyreden
hastalik biciminin yani sira iyi ve k?tu huylu KLL de bilinmektedir.
Genellikle ileri yaslarda rastlanan
iyi huylu KLL, yillarca belirtisiz seyredebilir; lenf dugumunde hafif buyume,
her zaman g?zlenmeyen dalak buyumesi, genel durumun iyiligi ve lenfosit
egemenliginde akyuvar artisi disinda normal g?runen kan tablosu, hastaligin
iyi huylu bicimine ?zgu bulgulardir. K?tu huylu bicimlerde ise dalak ve
lenf dugumlerinde hizli buyume, ilk evreden baslayarak yuksek ates, genel
durumda hizli bir bozulma, erken d?nemde kansizlik ve trombosit sayisinda
azalma g?rulur. Ama bu hizli gelisim k?tu huylu hastaligin kendisinden
cok, hastaliga gec tani konmus olmasi ile de aciklanabilir
KLL tedavisi de dalaga isinim verme
ve ilac tedavisinden olusur. Ayakta uygulanabilen ilac tedavisine gunumuzde
daha cok basvurulmaktadir.
Copyright © Asagi Homurlu Kasabasi Resmi Web Sitesi Yayıncı Firmalardan İzin alınarak. Yayınlanabilir.