Ebû Saîd Mîhenî'nin büyüklüğünü inkâr
edenlerden biri, Ebû Saîd'in;
"Âlemde hiç kimse helâl lokma bulamayıp
haram yese, biz haram yemeyiz." sözünü duymuştu. Kendisini imtihân
etmek istedi.
Helâl para ile bir oğlak satın aldı.
Haram para ile de,
birincisine çok benzeyen başka bir oğlak aldı. Bunları kızarttırıp,
hizmetçisi ile Ebû Saîd'e gönderdi. Kendisi de önden gidip, onların
bulunduğu yerde oturdu. Hizmetçi kızarmış oğlakları getirirken
karşısına iki sarhoş çıkıp, haram para ile alınan oğlağın bulunduğu
tepsiyi alıp yediler. Hizmetçi, elinde kalan ve helâl lokma ile alınmış
olan oğlağı, Ebû Saîd'in önüne koydu. Oğlakları gönderen kimse durumu
öğrenip anlayınca, sarhoşlara çok kızdı. Fakat bu hâlini açıktan belli
etmedi. Sonra Ebû Saîd dönerek;
"Kendini boşuna üzme! Haram olan köpeklere gider, helâl olan da helâl yiyenlere gelir." buyurdu. O kimse çok mahcûb olup hâline tövbe etti ve bu hâdiseden sonra bir daha aleyhinde bulunmadı.
Müslümanlardan birinin yahûdî bir ortağı vardı. Ortağını ne kadar İslâma dâvet etti ise, müslümanlığı kabûl etmedi. Hattâ bu ortağına;
"Eğer müslüman olursan, malımın üçte birini sana veririm." dedi. Yahûdî yine kabûl etmedi.
O müslüman başka bir gün;
"Eğer müslüman olursan, malımın
yarısını sana veririm." demesine
rağmen yine kabûl etmedi.
Müslüman tüccar bir süre sonra;
"Eğer
müslüman olursan, malımın üçte ikisini sana veririm." dedi.Yahûdî yine
kabûl etmedi.
Müslüman
tüccar artık ortağının müslüman olmasından
ümidini kesmişti. O müslüman, bir gün Ebû
Saîd Mîhenî'nin dergâhının
yanından geçiyordu. Yahûdî ortağı da yanında idi. Bu sırada dergâha
girdi. Ebû Saîd Mîhenî bu sırada sohbet ediyordu. Yahûdî ortağı da
kendi kendine;
"Ben de
mescide gireyim, bir dinleyeyim, bakalım neler
anlatıyor. Onun halk arasında kabûl görmesinin sebebi nedir bir
göreyim? Yahûdî olduğuma dâir üzerimde her hangi bir işâret olmadığı
için beni nasıl olsa tanımaz." dedi. Yahûdî, gizlenerek mescide girdi.
Bir direğin arkasına oturdu. Ebû Saîd Mîhenî sohbet esnâsında bir ara
yahûdînin arkasında oturduğu direğe doğru dönerek;
"Ey
yahûdî! Direğin
arkasında ne kadar kendini gizlemeye çalışsan da gizlenemezsin." dedi.
Yahûdî gayri ihtiyârî ayağa kalktı. Ebû Saîd Mîhenî'nin yanına vardı.
Ebû Saîd hazretleri ona müslüman olmasını söyleyince, bu dâveti kabûl
edip, müslüman oldu.
Ebû Saîd
hazretleri ona;
"Şimdi ortağının yanına git. Sana müslümanlığı öğretsin. İşler vakti zamânı gelince olur. Ondan önce olmaz. Zamânı gelince müslüman olmak için malın üçte birine, yarısına ve üçte ikisini vermeye hâcet kalmaz." buyurdu.